Lenin Halkların Umudu Olmaya Devam Ediyor!.. - Devrimci Çözüm Dergisi
 

LENİN, HALKLARIN UMUDU OLMAYA DEVAM EDİYOR!..

 

17 Ocak 2024

 

“(…)

 

“Leninizm, emperyalizm ve proletarya devrimi çağının Marksizm’idir. Daha tam söylemek gerekirse, Leninizm, genel olarak proleter devrimin teori ve taktiği, özel olarak proletarya diktatörlüğünün teori ve taktiğidir.” (Stalin, Leninizm’in Sorunları)

 

Lenin, ölümünün 100. yılında hala, ezilen ve sömürülen tüm dünya emekçi halklarına, kurtuluşun yolunun Leninizm’in ilkeleri çerçevesinde örgütlenmekten ve mücadele etmekten geçtiğini göstererek kılavuz olmaya devam ediyor.

 

Lenin, sadece Sovyet Rusya’sının devrim yolunu çizip, sosyalizmin kurulmasında başarıya ulaştırmakla kalmamış, ortaya koyduğu evrensel tezlerle tüm ülkelerin devrim yolunun belirlenmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Örgütlenme (demokratik merkeziyetçilik) ve öncü parti, proletarya diktatörlüğü ve devlet, emperyalizm ve proleter devrimler çağı, ulusların kendi kaderini tayin hakkı, enternasyonalizm ve tasfiyeciliğe (oportünizm, revizyonizm ve reformizme) karşı mücadele gibi evrensel tezleriyle, somut durumun somut tahlilinden hareketle yani diyalektik ve tarihsel materyalizm yöntemini kullanmış ve Marksizm’e katkı sunmuştur.

 

Lenin, ölümünün 100. yılında hala, emperyalist-kapitalist sistemin korkulu rüyası olmaya devam ediyor.

 

Her tarihsel dönemeçte –sosyalist devletlerin var olduğu dönemlerde de- emperyalist-kapitalist sistem, özellikle Stalin üzerinden Lenin’e ve O’nun tezlerine saldırarak, dünya halkları nezdinde devrim ve sosyalizmi umut olmaktan çıkarmaya çalışmıştır. Köhnemiş düzenlerinin bekasını sağlamak için her türlü yöntemi deneyerek uygulamaya sokmuştur.

 

Bir yandan emperyalist-kapitalist sistem Lenin’e ve Leninizm’e saldırırken, diğer yandan Marksizm-Leninizm’i bir dogma olarak kavrayan ve onun içeriğine, özüne, felsefesine yabancılaşanlar, bu gericilik dalgasıyla düzen saflarına savrularak devrim ve sosyalizm iddiasından vazgeçip, düzenin çizdiği sınırlar içinde bir “var olma” mücadelesine girmişlerdir. Bir kısmı ise, Marksizm-Leninizm’i soyut bir inanca dönüştürüp, idealizm batağına saplanarak, emekçi halkların Marksist-Leninistlere, devrimcilere olan güveninin sarsılmasına neden olmuşlardır.

 

Ne var ki, 21. yüzyılda dahi, emperyalist-kapitalist sistem hala, Marksizm-Leninizm’den korkmaya devam ediyor. Çünkü Lenin hala halklarının umududur. Ezilen halklar, emperyalizmin baskı ve sömürüsünün en yoğun, yoksulluğun en katmerli olduğu topraklardan başlayarak, Marksizm-Leninizm kılavuzluğunda örgütlenmiş bir iradenin öncülüğünde ayağa kalkacak ve tüm insanlığa bu umudu yayacaktır.